Aslı ve Barış

Aslı ve Barış beni görmeye geldiler. Beni taa annemin karnından beri tanıyorlarmış. Birlikte Tayland'a gitmişiz, maceralı günler geçirmişiz.

Barış'la çok iyi anlaştık. Oyuncaklarımın dilinden iyi anlıyor. Bizimkilerin aylardır anlayamadığı şarkının sözlerini şıp diye anladı. Müzisyen sanırım kendisi :)




Aslı'ya ise hayran oldum. Ne tatlı biri o öyle. Bakışlarımı kendisinden alamadım. Barış bi ara kıskandı sanırım. Eee benim tatlılığıma kimse dayanamaz. Aslı da bana bayıldı :)



İkisini de çok sevdim. Yine gelin, yine oynayalım. Evde başka müzik aletlerim de var artık. Orkestra kurabiliriz :)

seni seviyorum DoRa

Tuğçe'nin köpeği Dora ile tanıştım ve bayıldım. Sanırım o da beni çok sevdi. Onu biraz mıncıklamak istedim ama izin vermedi. Sürekli koştu, ben bakakaldım arkasından. Yürümeyi öğrenmeden koşmak ve Dora'nın peşine takılmak istiyorum. Çok yakında koşucam, tutmayın beniiiiii :)

Efe'nin ziyareti

Bugün Efe, amcam, yengem ve babannem bize geldiler. Efe abi bana yine oyuncak hediye etti, çok sevdim oyuncağı. Babannemle birlikte oynadık.


Bir de Efe abi benim fotoğraflarımı çekti. Annemin fotoğrafçı koltuğuna aday olabilir yakında.

8. ay

Bugün tam 8 aylık oldum :)

keyifli pazarın devamı

Sabah yatak keyfinin ardından Kartal organik pazara gittik.


Ben orada biraz uyudum. Hava çok soğuktu, ama beni battaniyelere öyle bir sardılar ki soğuğu hissetmedim. Ahşap oyuncaklar satılan bir bölüm ve oyuncak boyayan abiler ablalar vardı. Ben de büyüyünce oyuncak boyamak istiyorum. İnsanın kendi oyuncağını boyaması eğlenceli olmalı.



Tam dönerken bir arkadaş buldum kendime. İsmini soramadım henüz konuşamadığım için. Bir anda koşarak yanıma geldi, beni sevmek istedi. Ama farklı yönlere gidiyorduk. Görüşürüz diyerek ayrıldık.

keyifli pazar

Güne bizimkilerin yatağında keyif yaparak başladım. Fotoğrafları çeken annem olduğu için yine karelere giremedi :( Ama anneciğimle de çok güzel öpüştük koklaştık.

uğur böceği ve ozan böceği

Bugün babam eve uğur böceği şeklinde bir pasta getirdi. Ellememe bile izin vermiyorlardı ama ben kaşla göz arasında çevik bir hareketle parmağımı daldırdım hayvanın sırtına. Yememe izin vermediler. Madem yedirmiceksiniz ne diye heveslendiriyorsunuz beni, böhüüüüü.